TBMM. Milli Savunma Komisyonu Tutanağı.(ŞUBAT 2024)

Şubat 2024 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 11.38

BAŞKAN: Hulusi AKAR (Kayseri)

BAŞKAN VEKİLİ: Refik ÖZEN (Bursa)

KÂTİP: Mehmet Ali ÇELEBİ (İzmir)

BAŞKAN HULUSİ AKAR– Önemli olan gerçekten burada bir bilgi var, tecrübe var, birikim var, sizler, personel var, kişi var, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kütüphanesi, sekreteryası; büyük imkânlar var. Yani biz bunları nasıl aktive ederiz, nasıl mobilize ederiz, nasıl millî savunmamıza katkı sağlarız görüşlerimizle, önerilerimizle? Kanun teklifi ne yapalım?

Çünkü burada eğer biz Millî Savunma Komisyonu olarak efendim “lead” etmezsek, önde olmazsak, ortayı kontrol, koordine etmezsek bu sefer ne yapıyor? Oradaki insanların problemi çözülmediği zaman herkes herkesi yolda çeviriyor, “Efendim, işte uzmanların şu problemi var, binbaşıların bu problemi var, sözleşmeli erin bu problemi var ve şunu yapmadık, bunu etmedik.” vesaire filan iş gerçekten çok kaotik bir hâle dönüşüyor. Onun yerine yani biz, inşallah bunu derleyip toparlayıp istikamete götürebilecek hâle gelirsek “Tamam kardeşim, senin problemini biz Millî Savunma Komisyonuna vereceğiz, onlar seninle neyse görüşürler, konuşurlar.” Gerçekten de bunu sonuçlandıralım. Sonuçlandırmak demek illede her şeyin müspet sonuçlanması demek değil; hayırsa hayır, evetse evet. Bir mevzuat var efendim, ihtiyaç var, sorunlar var, neler varsa bunları konuşup görüşme konusunda…

Bu konuda arkadaşlarımızı biz şiddetle teşvik ediyoruz, şiddetle davet ediyoruz. Yani yazılı, sözlü Refik Bey’e, Mehmet Ali Bey’e, Barlas Bey’e ne varsa bir şeyleri getirirseniz, biz onları gerçekten büyük bir hassasiyetle büyük bir ciddiyetle takip edip…

Söylediğim gibi yani madem burada bir adımız var, Komisyon diye bir varlık var, bir birim var…

Diğer yerlerde, diğer ülkelerde isim vermek istemiyorum, şudur budur demek istemiyorum fakat orada tabii bu komisyon dediğin zaman, komite dediğin zaman gerçekten bir şeyler yapıyorlar. Hem kendi ülkesindeki insanlar onları bir komite olarak, bir komisyon olarak bir yerde görüyor, hem dışarıdan gelenler oradan geçmek zorunda oldukları ihtiyacını hissediyorlar. Bir “entity”, bir şahsiyet var, bir kişilik var, bir kimlik var. Şimdi burada var mıyız, yok muyuz? Yoksak, tamam o zaman niye bu kadar insan böyle toplantılar, şunlar, bunlar filan durumu doğuyor. Dolayısıyla arkadaşlarım, bu konuda bir kez daha özetlemek gerekirse yazılı, sözlü sizin görüş ve önerilerinize hem ihtiyacımız var hem de bunu sizler için teşvik ediyoruz.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale)– Her partiden birer temsilcinin katılacağı bir toplantıyla şu anki personel özlük sorunları yani bunları bir masaya yatıralım. Uzman çavuşlar, binbaşılar, astsubaylar, atanamayan uzmanlar, sözleşmeli erler, işte, ne varsa hepsiyle ilgili bizim kanun tekliflerimiz var, her partiden birer temsilci oturalım çünkü bize geliyorlar. Ya, bir şeyler söylemek zor, en azından diyelim ki: Böyle böyle bizim bir hazırlığımız var, Komisyon olarak bir yasa hazırlıyoruz. Bunu hazırlayalım, iktidar değerlendirsin değerlendirmesin ama bununla ilgili hem biz yükümüzü atalım üstümüzden hem de siz atın. Bunu da en kısa sürede yani önümüzdeki hafta başlatıp çünkü bu bir süreç alacaktır, yapma teklifim var. Ya, bunlar olursa bizim için Komisyonla ilgili yani işleyişte biz oyunubozan değiliz, birlik beraberlikle devam etmek niyetindeyiz, hiç bir şekilde aynı Komisyon vahametine uygun götürmek istiyoruz burada. Teşekkür ediyoruz bu anlamda.

BAŞKAN HULUSİ AKAR– Şimdi, buradaki yetki ve sorumluluk konusunda bazı şeyler var benim gördüğüm. Hayır, efendim bunu yaparsın, bunu yapamazsınız. Bizim eski Başkanımız, Meclis Başkan Vekili, rektör…

REFİK ÖZEN (Bursa)– Naci Bey.

BAŞKAN HULUSİ AKAR– Naci Bey bana bir gün telefon etti, ben bir beyanda bulundum basına işte “Efendim, kanunu aldık, verdik, çektik, gönderiyoruz falan…” “Hayır efendim dedi, kanun yapma teklifi bize ait filan şey yaptı.” Dedim tamam, biz yapar göndeririz, siz ne yaparsanız yapın, irtibatı yine siz yapın filan gibi… Ya, bunları netleştirelim yani şey nerede duracak? Ondan sonra sık olay, ondan sonra çalışmaya başlayacağız.

Yani bu meseleyi biz her zaman, şu beş seneden beri, on seneden beri aşağı yukarı arkadaşlara hep söylüyoruz. Çünkü bu, demokratik bir hukuk devleti efendim, burada herhangi bir şekilde bir kişiye bir hak verdiğimiz zaman, onun muadilleri var. Şimdi hesabı yapıyorsunuz “Efendim, biz bin civarında emekli binbaşıyız. Bize verdiğiniz zaman, 1 milyar ediyor; ne var bunda?” filan diyorlar. Doğru, hemen verelim 1 milyarı. 1 milyar olmuyor, onun hakkı verildiği zaman 657 devreye giriyor. O devreye girdiğinde o 1 milyar, 111 milyar oluyor. Biz de askerlere, personelcilere diyoruz ki siz öyle bir yöntem bulun ki bu sadece askere özgü olsun. Onun hani tatmin olması bakımından. Biz işte şu kadar yürüdük, bu kadar koştuk, terledik, su içtik, şu oldu, bu oldu vesaire falan filan kilo kaybettik, dolayısıyla bize efendim 1.000 lira tazminat verin ilaveten diyelim, askere özgü bir şey verelim ve dolayısıyla problemi çözelim. Dolayısıyla, çalışalım, bunların hepsine çalışılabilir arkadaşlar, evet, mümkün yani böyle yöntemlerle. Teşekkür ediyorum…

KAYNAK :

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GENEL KURUL TUTANAĞI İÇİN TIKLAYINIZ