TSK.leri Personeli Astsubaylar Özlük Hakları
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONELİ ÖZLÜK HAKLARI
KONU: ASTSUBAYLAR
Bugün sizlere tüm ayrıntılarıyla aktaracağım konunun mağdurları mevcut tüm siyasi partilerce yakinen tanınan, kendileri hakkında gerek komisyonlarda gerekse de Genel Kurulda konuşurken övgüler yağdırılan, sayısız “Mavi Boncuk” dağıtılan ama iş icraata gelince yarı yolda bırakılan astsubaylardan bahsedeceğim.
Konu ile ilgili aktaracağım ayrıntılar, Türkiye’nin en yüce kurumu TBMM’nin tutanaklarından aldığım Kanun Gerekçeleri ve Madde Gerekçeleri olacaktır. Bu somut veriler üzerinden somut yorum ve sonuçlar çıkarıp, astsubaylar ve emeklilerinin yıllarca çektiği sıkıntı ve azapların son bulmasına zemin oluşturmaya çalışacağım.
Öncelikle 5802, 211 ve 926 sayılı Kanunlarla yapılan “Astsubay” tanımına bir kez daha bakalım;
Kabul Tarihi 02/07/1951 olan 5802 sayılı Astsubay Kanunun 1’inci maddesinde astsubayın tanımı;
“BİRİNCİ MADDE— Türkiye Cumhuriyeti ordusunun kara, deniz ve hava kuvvetleriyle jandarma, Gümrük Koruma birlikleri kadrolarının ast komuta kademelerinde eğitim, sevk ve idare ile diğer idari işlerde subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara (Astsubay) adı verilir.” ,
Kabul Tarihi 27/07/1967 olan 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda;
Astsubaylar:
Ek Madde 21- (Ek: 2/7/1951-5802/1 md.) (Değişik: 18/6/2003 – 4902/30 md.) Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadrolarının ast komuta kademelerinde eğitim, sevk ve idare ile diğer idarî işlerde subaya yardımcı olarak görevlendirilen askerî şahıslara, astsubay adı verilir.” ,
60 Darbesinin hemen sonrasında Kabul Tarihi 04/01/1961 olan Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 3’üncü maddesinde;
“Astsubay : Hususi kanununa göre Silahlı Kuvvetlere katılan astsubay çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbeyi haiz olan askerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Astsubay sınıfı gerçekten Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda mı teşkil edildi? Yoksa “Astsubay yardımcıdır”, yani; “Asli bir görevi yoktur” diyerek aslında kanun koyucu astsubayı bir yere çekmeye çalışmış ve bunda da başarılı mı olmuştur? Tam yetmiş üç yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hakkında astsubaylarla bu konu ile ilgili çıkarılan kanunlarda astsubay tanımındaki “Subaya yardımcı” ifadesi hep ön plana çıkarıldı. 1967 yılında yürürlüğe giren Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 208’nci maddesi k) bendi ile 5802 sayılı Astsubay Kanunu yürürlükten kaldırılırken sadece astsubay tanımının olduğu birinci maddesi hariç bırakıldı.
Silahlı Kuvvetlerimizin profesyonel insan gücünün çok önemli bir kısmını astsubaylar oluşturmaktadır. Teknolojideki sürekli gelişim, kendisini harp ve muharebe alanlarında da hissettirmekte, harp silâh ve vasıtalarının değişmesi ile birlikte savaş tekniği de gelişmektedir. Dolayısıyla, eğitim müesseselerini de teknoloji ve bilim çağına uydurmak ve yeni ihtiyaçlara göre geliştirmek gerektiğine inanılmaktadır, içinde bulunduğumuz çağın teknoloji ve iletişim çağı olması, gerek bilim ve teknolojide gerekse savunma sanayii alanında meydana gelen gelişmeler karşısında, günümüzün gelişen ve değişen askerlik anlayışı ve bu alanda yapılmak istenilen uygulamalar, fen ve teknik alanda kendini yetiştirmiş ve deneyime ulaşmış askeri personele olan ihtiyacı artırmaktadır.
Başta da ifade ettiğim gibi astsubaylara yapılan övgüler, “Cilalı laflar” hep sözde kaldığı için aynı klişe sözleri kullanıp meslektaşlarımı üzmek ve incitmek istemiyorum. Astsubaylar için zaman içerisinde tabi ki yasal düzenlemeler ve değişiklikler yapıldı. Ancak, TBMM tutanaklarından elde ettiğimiz sonuçlara göre, bu Kanunların astsubayları ilgilendiren hükümlerinin büyük bir bölümünde hatalar ve noksanlar olduğunu tespit ettim. Hemen 2-3 örnek vermek isterim;
Ö R N E K-1
==========
“ZUHULEN” UNUTULAN BAŞÇAVUŞ RÜTBESİ…!!!
Kanun No: 1908
Kabul Tarihi: 10/06/1975
MADDE GEREKÇELERİ
b) Astsubay rütbeleri: 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 77 nci maddesinin astsubaylar için getirdiği yeni rütbeler esas alınmakta ve evvelce gözden kaçmış bulunan «Başçavuş» rütbesi de cetvele ithal olunmaktadır.
Madde 2 — 22.7.1964 gün ve 500 sayılı Kanunun hazırlanması sırasında, personel aylıklarını düzenleyen cetveldeki astsubay rütbelerinden «Başçavuş» rütbesi zuhulen «Çvş» şeklinde yazıldığından, başçavuşlara uygulanacak aylık konusu uygulamada tereddütlere yol açmaktadır.
S O N U Ç: Kanunlaşıncaya kadar kaç kişinin kontrolundan geçen astsubay rütbe isimlerinde EKSİK RÜTBE olduğunu hiç kimse fark etmiyor ve bu hata yıllar sonra fark edilip yine kanunla düzeltiliyor…!!!
Ö R N E K-2
==========
ASKERİ CEZA KANUNUNDA 50 YIL BOYUNCA ERAT MUAMELESİ GÖREN ASTSUBAYLAR
Askeri Ceza Kanununun düzenlendiği 1930 yılında astsubayların gedikli erbaş statüsünde oldukları ve 1951 yılında 5802 sayılı Astsubay Kanunu ile şimdiki statülerine kavuşmalarına rağmen, haklarındaki cezalar ve bunların yerine getirilmesinde halen erat olarak muamele gördükleri, 4551 sayılı Kanunun yasalaşması ile astsubayların 5802 sayılı Astsubay Kanununa paralel olarak ve subay gibi yargılanmaları hüküm altına alınmıştır…
Askeri Ceza Kanununda (1632 sayılı) “Astsubay” ismi geçmediği halde tam 70 yıl (1930-2000) boyunca 1632’den hükümleşmiş cezalar aldılar.
Astsubaylar suç ve cezalar yönünden ve Askeri Ceza Kanununun uygulanmasında 4551 sayılı Kanunun 2000 yılında yürürlüğe girmesine kadar 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda gerekli değişiklik yapılmadığı için erat sınıfından görüldü, onlarla birlikte işleme tabi olmak gibi bir durumla karşı karşıya kaldılar. Bu durum, birçok astsubayın temel hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıran sonuçlar doğurdu.
5802, 211 ve 926 sayılı Kanunlarla yapılan astsubay tanımına rağmen bu Kanunlar yok sayılarak 1632 sayılı Askeri Ceza Kanuna göre erat sınıfına giren astsubaylara 1951 yılından 4551 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesine kadar olan yaklaşık 50 yıllık süreçte Askeri Mahkemelerce verilen hükümleşmiş cezalar kabul edilebilir değildir. Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Subaylarda nasıl ki rütbe unvanı ve sınıf zikredilmişse kanunlarla tanımı yapılan astsubayların da aynı şekilde unvan ve sınıfı belirtilmeliydi.
S O N U Ç: Astsubaylarla ilgili, özellikle “ÖZLÜK HAKLARI” ile ilgili konularda çıkarılan Kanunlardan daha pek çok hatalı, eksik, yanlış, noksan v.b. örnekler verebilirim. Ancak verdiğim bu örneklerden, “Kanun Yapıcıların” büyük bir kısmının astsubaylar konusunda çok az hatta hiçbir şey bilmedikleri ortaya çıkıyor ve askeri yetkililerin de adeta “Kulaklarının üstüne yattığı” anlaşılıyor. Allah aşkına.! Bundan böyle çıkaracağınız Kanunlarda yanlış, eksik, noksan v.b. yapmayın ne olur.
Ö R N E K-3
==========
ASTSUBAYLARA AİT AYLIK GÖSTERGE CETVELLERİNDE HENÜZ BİRİNCİ DERECENİN DÖRDÜNCÜ KADEMESİ YOKKEN…!!!
Hangi dağda kurt ölmüşse 5 milletvekilinin aklına astsubaylar geliveriyor ve aşağıda özet olarak verdiğim “Önergeyi” 16 Nisan 2008’de TBMM Genel Kurul’da görüşülmekte olan bir Kanun Tasarısına eklenmek talebiyle sunuyorlar ve ÖNERGE kabul ediliyor. (Genel Kurul Tutanakları-SAYFA: 910-911)
16 NİSAN 2008
3) Ek 77 nci maddesinin birinci fıkrasının; (b) bendinde yer alan “Astsubaydan subay olanlar, astsubaylar” ibaresinden sonra gelmek üzere “birinci derecenin dördüncü kademesine kadar yükseltilir.” ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan önerge ile astsubayların birinci dereceye yükseltilmesi ve bu maddeye göre yapılan derecelerdeki yükselmelerinin Pasaport Kanunundaki hükümden de yararlanmaları imkânı getirilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
ERTESİ GÜN (17 NİSAN 2008)
TSK Personelinin aylıklarına esas olmak üzere 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar ilerlemesine dair 5 milletvekilinin imzası bulunan ve kabul edilen bu önerge ertesi gün (17 Nisan 2008) farklı 5 milletvekilinin önergesi ile düzeltiliyor. (Genel Kurul Tutanakları SAYFA: 1085)
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteği var mı? Yok.
Madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 75 inci maddesinin (3) numaralı çerçevesinde yer alan
“dördüncü” ibaresinin, “üçüncü” ibaresi olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) – Sayın Başkanım, önergeye katılıyoruz. Astsubaylann birinci derecenin dördüncü kademesine yükseltilmesiyle ilgili düzenleme, dördüncü kademe olmadığı için üçüncü kademe olarak değiştirilmeyi içeriyor. Bu anlamda önergeye katıldığımızı ifade ediyorum. Teşekkür ederim.
Y O R U M: Önergeyi veren milletvekillerinin araştırmadıkları ve bilmedikleri konular şunlardı;
a) Gerekçe kısmında “önerge ile astsubayların birinci dereceye yükseltilmesi” deniyor. Oysa ki; astsubayların 1 inci dereceye yükselmelerine imkan tanıyan 3815 sayılı, 9.3.1992 tarihli ve Başbakan rahmetli Süleyman DEMİREL imzalı Kanun ile zaten gerçekleştirilmişti.
b) 926 sayılı TSK Personel Kanunu’ndaki Aylık Gösterge Tablolarının 1 inci satırlarında 4 üncü kademe yoktu, en son 1/3 vardı.
======================================
Bu bölümde Türk Silahlı Kuvvetlerinde “Astsubaylar “Meselesinin” daha iyi anlaşılabilmesi için astsubayların “Haklı Taleplerinden” bahsedeceğim.
1. TAZMİNATLAR MESELESİ:
Türk Silahlı Kuvvetlerinde yarbay ve daha üst rütbelerde bulunan subaylara Makam-Görev ve Temsil Tazminatı tahakkuk ettirilmekte bu tazminatlar emekli olduklarında da ödenmeye devam etmektedir. Astsubaylar ise bu tazminatları ne muvazzaflıklarında ne de emekliliklerinde alamamaktadırlar. Bu durum aidiyet duygusunun kaybolmasına neden olmakta ve çalışma azmini kırmaktadır. Muvazzaf ve bu görevleri üzerinden emekli olan binbaşılar, astsubaylıktan subay olan kıdemli yüzbaşı ve yüzbaşılar, II Kademeli Kıdemli Başçavuşlar, Kademeli Kıdemli Başçavuşlar ve Kıdemli Başçavuşlara da Makam-Görev Tazminatı tahakkuk ettirilmesi verilen sözler gereğince de şart olmuştur.
Örnek vermek gerekirse;
(01 Temmuz 2024-31 Aralık 2024) Makam-Görev + Kadrosuzluk Tazminatı alan;
Kd.Albay: 14.524,70 TL (Makam-Görev) + 6.036,80 TL Kadrosuzluk Tazminatı,
Albay: 11.801,30 TL (Makam-Görev) + 6.036,80 TL Kadrosuzluk Tazminatı,
Yarbay: 9.078,00 TL (Makam-Görev) + (Kadrosuzluktan emekli edilmişse) 4.743,20 TL Kadrosuzluk Tazminatı almaktadır.
2. GÖREVE BAŞLAMA DERECESİ
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun Aylık Gösterge Tablolarına göre Astsubay Meslek Yüksekokulu mezunu astsubaylar dokuzuncu derecenin birinci kademesinden göreve başlayan astsubayların bu adaletsiz göreve başlama derecesi Kabul Tarihi 30 Haziran 2022 olan 7415 sayılı Kanunun 7’nci maddesine eklenen Geçici Madde-49 ile dokuzuncu derecenin ikinci kademesine yükseltildi.
Yükseltilmesine yükseltildi de yapılan işlem adeta “Yarım yamalak oldu.! Çünkü; Kabul Tarihi 30 Aralık 2015 olan 6656 sayılı Kanunun 4’üncü maddesine eklenen Geçici Madde-38 ile yapılan Astsubay Meslek Yüksek Okulu İntibakları “YOK” sayılarak Anayasa’ya aykırı işlem yapıldı. İntibakları yapılmasına rağmen Lise mezunu oldukları gerekçesiyle yaklaşık 2500 emekli astsubay 9/2’den kaynaklanan 1 (BİR) Kademe ilerlemesinden yararlanamadı.
Oysa ki; Lise ve Sanat Okulu mezunlarından 6801 sayılı Kanun hükümleri gereği muvazzaf subaylığa geçenlere Harp Okulu mezunlarına ne hak verilmişse aynısı verilmiştir. Aynı şekilde, Harp Okullarındaki Eğitim-Öğretim 2 yıldan 3 ve 4 yıla çıkarıldığında tüm önceki mezunların ve emeklilerinin intibakları 4 yıllık mezuniyete göre yapıldı.
7415 sayılı Kanunla yapılan işlem sonucunda aynı Aylık Gösterge Cetveline tabi olan astsubaylar arasında “Yüksek okul mezunu olan ve yüksek okul mezunu olmayan” şeklinde iki farklı sınıf yaratıldı. Bu Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır, iptali gerekir…
3. ALEYHTE NASIP DÜZELTMESİ YAPILANLAR HAKKINDA YAPILACAK DÜZENLEME VE DEĞİŞİKLİK
Suç cezasız kalmaz ancak ömür boyu süren ceza da olmaz. Kazai ve İdari kararlar sonucunda nasıpları aleyhte düzeltilen subay, astsubay ve uzman jandarmaların, bir suçtan dolayı ömür boyu yaşadıkları mağduriyet gerekçeleri ile birlikte göz önüne alınmalı ve bu mağduriyetlerinin geç de olsa giderilmesi gerekmektedir. Askeri Mahkemelerce hükümleşmiş ceza alanlar, bu cezalardan dolayı nasıpları aleyhte düzeltildi ve yıllarca nasıplarının götürüldüğü tarihte değil de daima bir sonraki 30 Ağustos’ta “Derece Yükselmesi” veya “Kademe İlerlemesi” yapıldı. Dolayısıyla bu durumda olan Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli bu cezayı ömrü boyunca çekti ve hatta öldükten sonra yasal mirasçıları da bu cezayı çektiler, çekmeye de devam ediyorlar.
Ayrıca böyle bir Kanunun çıkması halinde bu konuda mağduriyet yaşayan emekli Türk Silahlı Kuvvetleri personeli de faydalanacaktır. Çünkü bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu görevleri üzerinden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı ile dul ve yetim aylığı alanlar için de uygulanacak. Bu maddeyi sizlere bir örnek üzerinden netleştirmek istiyorum: Makam ve memuriyet itibarıyla emretme salahiyetini haiz olan “Amir”, kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat göstermediğinizi ve Disiplin Mahkemesinin vereceği cezanın kendisini tatmin etmeyeceğini düşünerek Askeri Mahkeme’de yargılanmanız için gerekli işlemleri yapar, ve soluğu önce askeri savcı sonra da askeri hakimlerin karşısında alırsınız.
Hükümleşmiş cezanın yerine getirilmesini müteakip hakkınızda “ALEYHTE NASIP DÜZELTMESİ” yazısı gelir ve ömür boyu sürecek ceza da başlamış olur. Bu sıkıntı ve azap veren sorunun çözümü şöyle olmalıdır: Kazai ve İdari kararlar sonucunda aleyhte düzeltilen nasıpları hangi tarihe götürülmüşse o tarihte derece/kademe ilerlemesi/yükselmesi yapmaları gerekmektedir.
N O T: 15 Temmuz 2016’dan sonra çıkarılan OHAL KHK’leri ile askeri mahkemeler, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Savcılıklar kaldırıldı. Mevcut durumda önemli değişiklikler yapıldı. Ancak yukarıda bahsettiğim önceki yıllara ait mağduriyetler mutlak surette telafi edilmelidir…
4. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE ASTSUBAY YETİŞTİREN OKULLARIN LİSANS DÜZEYİNE ÇIKARILMASI
Bundan tam 70 yıl önce, 1951 yılında yürürlüğe giren 5802 sayılı Astsubay Kanunu da gayet halisane düşüncelerle çıkarıldığı izlenimi vermişti. “Modern harp silâh ve araçları ile teçhiz edilen silahlı kuvvetlerimizde, bu modern harp silâh ve araçlarını kullanacak ve erlere öğretecek muharip ve yardımcı sınıf astsubay ve takım komutanına olan ihtiyaç çok fazladır.” Yeni silâh ve araçlarla teçhiz edilmiş ve muhtelif sanayi kolları ile sıkı sıkıya ilgilenmiş olan modern ordularda, bu silâhları kullanmak, usullerini erlere öğretmek maksadıyla, 19’uncu asırdan beri kıtadan yetişmiş onbaşı ve çavuşlarla subay sınıfı arasına teknik bilgilerle mücehhez yardımcı bir sınıf vücuda getirilmiş ve asrımızda bu sınıfa ciddi bir ehemmiyet ve kıymet atfedilmiştir. Çağın gerekleri olarak gelinen durum itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine astsubay yetiştiren okulların Eğitim-Öğretim düzeyi ÖNLİSANS düzeyinden LİSANS seviyesine çıkarılmalıdır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden örnek/örnekler vermek zorundayız. Harp okullarındaki eğitim-öğretim yılı iki yıldan üç yıla, üç yıldan dört yıla çıkarılırken yapılan yasal düzenleme ve değişikliklerde hangi argümanlar ve gerekçeler kullanılmış ve öne sürülmüşse Türk Silahlı Kuvvetlerine astsubay yetiştiren okulların da aynısını veya onlara yakın argüman ve gerekçelerle Eğitim-Öğretim seviyeleri Lisans düzeyine çıkarılmalıdır.
5. RÜTBE BEKLEME SÜRELERİ
Çeşitli tarihlerde yürürlüğe giren Kanunlar sonucunda subayların Normal Rütbe Bekleme Süreleri kısaltılırken astsubaylarda ise tam tersi bu süreler uzatılmış ve bunun sonucunda personelin moral motivasyonunu olumsuz yönde etkilemiştir. Mutlak surette yasal düzenleme ve değişiklik yapılması gerekir.
6. KALKINMADA BİRİNCİ ÖNCELİKLİ ATANMALARDA İKİ YILA BİR KADEME İLERLEMESİ VERİLMESİ
Kalkınmada birinci öncelikli yerlerde aynı koşullarda görev yapmalarına rağmen, bu yerlerde geçirilen her iki yıl karşılığında ilave bir kademe verilmesi uygulamasının sadece bazı memurlar (Özel yönetmelikleri gereği zorunlu yer değiştirmeye tabi memurlar) hakkında uygulanıyor olması, eşitliğe uygun düşmediği gibi bu imkandan yararlandırılamayan memurların motivasyonunu da olumsuz etkileyebilmektedir.
Devlet memurlarının kalkınmada birinci öncelikli yörelerde geçirdikleri sürelerin her iki yılı karşılığında ilave bir kademe ilerlemesi olması halinin, sadece o yerlere zorunlu olarak atananlar için değil, o yerlere sürekli görevle atanan bütün memurlar için geçerli olması hakkaniyete uygun düşecektir.
Bu itibarla K.B.D.Ö.Y. sürekli görevle atanmış olan Devlet memurları arasında eşitliğe aykırı uygulama yaratan bir düzenlemenin kaldırılması suretiyle, bu yörelere sürekli görevle atanan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli için her iki yıl hizmet süresi karşılığında ilave bir kademe verilmesi sağlanmalıdır.
7. LİSANS MEZUNU OLAN ASTSUBAYLARIN ASKERİ MÜFETTİŞ OLARAK ATANMASI
27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 74 üncü maddesine (Meslek içi eğitimi) dayanılarak hazırlanan ve 24 Eylül 2021 Cuma tarih ve 31608 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ASTSUBAY MESLEK İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK gereği astsubaylara Öğretim görevlisi görevi verilmiş ve bu görevin tanımı “Yükseköğretim kurumlarında okutulan dersleri vermek, uygulama yapmak veya yaptırmakla yükümlü olunan görevleri ihtiva eder.” şeklinde yapılmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 74 üncü maddesine dayanılarak çıkarılan ve bu hükümlerle içinin doldurulması sonucunda astsubayların Unvan-Kariyer ve Uzmanlıkları resmen tanınmış ve uygulama alanına koyulmuş olmasına rağmen Anayasa’nın amir hükümleri; Kamu hizmetlerine girme hakkı ve Kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı davranılmış ve astsubaylar Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır.
Oysa ki; Türk Silahlı Kuvvetlerinin 6’ncı maddesi aynen şöyledir;
“I – Uygulama isteme hakkı:
Madde 6 – Subaylar ve astsubaylar bu kanuna, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bunlara dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.” der.
Dolayısıyla, 926 Sayılı Türk Silahlı Personel Kanunu Ek Madde-39’da yer alan askeri kaynaktan müfettiş alımına yönelik usul ve esasların belirlendiği hükümler muvacehesinde lisans mezunu astsubayların da askeri müfettiş olarak atanabilmesi sağlanmalıdır.
8. EN AZ DÖRT YIL SÜRELİ EĞİTİM VEREN FAKÜLTE VEYA YÜKSEKOKULLARDAN PİLOT OLARAK MEZUN OLANLARIN ASKERİ PİLOT OLMASI
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun Madde-14/A hükümleri gereğince; en az dört yıl süreli eğitim veren fakülte veya yüksekokullardan pilot olarak mezun olanlar ile ticari
pilot lisansı veya havayolu nakliye pilotu lisansı bulunanlar öncelikli olmak üzere en az dört yıl süreli mühendislik eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun olan astsubaylar uçuş için gerekli şartları taşımak şartıyla pilotaj eğitimine başlatılırlar.
9. LİSELERDE HAZIRLIK SINIFI OKUYAN ASTSUBAYLARA İLAVE 1 KADEME VERİLMELİDİR.
10. ASTSUBAYLARIN SINIF OKULUNDA GEÇEN 1 YILLIK SÜRELERİ İÇİN İLAVE 1 KADEME VERİLMELİDİR.
11. 60 YAŞINA KADAR ÇALIŞAN ASTSUBAYLARA KADROSUZLUK TAZMİNATI VERİLMELİDİR.
Yaş haddinden (55) sonra 60 yaşına kadar çalışan astsubaylar emekliliklerine yansıyan hiçbir tazminat almamaktadırlar. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bu şekilde 55 yaş üzeri çalışarak emekli olan astsubaylara da Kadrosuzluk Tazminatı tahakkuk ettirilmelidir.
12. YEDEK ASTSUBAYLIK VE YEDEK SUBAYLIĞIN GEREKLİLİĞİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR.
13. ORDUEVLERİ, ASKERİ KAMPLAR V.B. SOSYAL TESİSLERİN ARAÇ, GEREÇ, MALZEME VE MEFRUŞATLARININ AYNI STANDARTLARDA OLMASI SAĞLANMALIDIR.
14. OYAK’TA TEMSİLİYET ADALETSİZLİĞİ VAR.
OYAK üyelerinin büyük çoğunluğunu oluşturan muvazzaf/emekli astsubaylar OYAK Temsilciler Kurulu, Yönetim Kurullarında ve bağlı şirketlerde üye sayısına orantılı biçimde görev almalıdır. “Darbe Kanunlarından” biri olan 205 sayılı OYAK Kanunu üzerinde esaslı düzenleme ve değişiklikler yapılması gerekir.
15. YAN ÖDEMELERDE YİNE BÜYÜK ADALETSİLİKLER VAR.
1970-75 Olaylarına neden olan Yan Ödemelerdeki adaletsiz puanlamalar yine büyük tartışmalara sebebiyet verecek hale geldi. Mutlak surette gözden geçirilmeli ve gerekli düzenleme ve değişiklikler yapılmalıdır…
S O N U Ç: Türk Silahlı Kuvvetlerinde astsubaylar meselesine daha geniş ve farklı bir açıdan bakmaya çalıştım ve bu fotoğrafta ne görmüşsem onları somut bir biçimde aktarmaya çalıştım. Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük meselesi astsubaylar meselesidir, hallolmadıkça, bu sorunlar çözüme kavuşmadıkça sıkıntı ve azaplar bitmeyecektir. Sağlıklar diliyorum…